Gonca Kocabaş / Milliyet.com.tr – Aslen Batmanlı olan Gökhan Tunç Koyuncu, İstanbul’da büyüdü ve ortaokuldan sonra liseye gitmeyip çalışmaya başladı. Askere gidene kadar çeşit çeşit işlerde çalıştı. Garsonluk, resepsiyonistlik, bilgisayar tamirciliği, turizm ve müzecilik alanında pek çok işi deneyimledi. Askerden sonra ise kadın kuaförlüğüne başladı. 5 sene çalıştıktan sonra bu mesleğin kendisine göre olmadığını anladı. Ancak bu arada da hem kuaförlük yaptı hem de açıktan liseyi bitirdi. Daha sonra işinden istifa edip üniversite sınavına hazırlandı. Hafta sonları çalışıyor, hafta içi dershaneye gidiyordu. Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İngiliz dili ve edebiyatı bölümünü kazandı fakat bölüm değiştirip İngilizce öğretmenliği okumaya karar verdi ve bu bölümden de mezun oldu.
“Üniversiteden sonra birkaç okul ve dershanede çalıştım ama içimde bir boşluk hissediyordum” diyen Gökhan, “Uzun çalışma saatleri ve düşük maaşlarla mücadele ediyordum. Özel hayatımda da sorunlar yaşıyordum. 3 senelik ilişkimde aldatılmıştım. O psikolojiyle bir de KPSS’ye hazırlandım. Benim için nerede çalışacağım önemli değildi. Herhangi bir yere gidebilirdim. 5 haneli bir köyde bile çalışmaya hazırdım ama tabii ki olmadı. O psikolojiyle değil sınav kazanmak, okuduğumu bile anlamıyordum” şeklinde konuştu.
‘SOSYAL ÇEVREM SINIRLIYDI, BİLET ALMAYA KORKUYORDUM’
Bu dönem pandeminin de başladığı dönemdi. Gökhan, bir taraftan derslerine çalışırken bir de Kovid oldu. 1 ay karantinada kalan Gökhan yaşadıklarını, “Çok kötü bir dönemdi. Ölecek gibi hissetmiştim. Sonuç olarak ailesiyle yaşayan, kardeşiyle aynı odayı paylaşan, sosyal çevresi oldukça sınırlı 30 yaşında biriydim. Bir şeyler üretip yeni yerler görmek istiyordum. YouTube’da dünya turu videolarını izleyince heyecanlandığımı ve bunu yapmak istediğimi anladım. Ancak bu kararı almak çok korkutucuydu. Farklı bir şehirde yaşamak bile insanı strese sokabilirken, başka bir ülkede yaşamak fikri beni derinden etkiliyordu” ifadeleriyle anlattı.
Böylesi bir dünya turuna hem maddi hem de mental olarak hazırlanmak gerektiğini dile getiren Gökhan Tunç Koyuncu, “Mental olarak çok heyecanlıydım ve korkuyordum açıkçası. Bilet almaya korkuyordum. Hiç bilmediğim bir yere tek yön bilet alıp gidecektim, Hostellerde kalacaktım, yeni insanlarla tanışacaktım. ‘Zehirlenecek miyim?, Param eşyam çalınacak mı?’ gibi bir sürü soru kafanızda dönüyor’” yorumunda bulunarak ekledi:
“Maddi olarak hazırlanma aşamasında ise biletimi aldıktan sonra kenarda 600 dolarım vardı. Ayrıca online ders veriyordum. En kötü online derslerim beni idare eder diye düşündüm ama o da bir yere kadar gitti. Yola devam etmek için sizi finansal olarak destekleyecek bir iş bulmanız gerekiyor. Parayı yönetmek ve ucuz yollu seyahat etmek önemli bir beceri haline geldi benim için. Ancak en ucuz seçenekleri tercih etmek, şehirleri tanımak ve etkinliklere katılmak arasında bir denge kurmak gerekiyor.”
‘1 AY GEZİP AYRILIRIM DERKEN VİETNAM’DA YAŞAMAYA BAŞLADIM’
Gökhan, daha önce 6 ay Çekya’da ve 3 ay Ukrayna’da yaşamıştı ama sırt çantalı olarak hiç dolaşmamıştı. Korona döneminden sonra İran’a bilet alıp oraya gitmek istedi ama havaalanında Kovid raporunda sıkıntı çıktığı için bileti yandı, gidemedi. Daha sonra tekrar bütün enerjisini ve motivasyonunu toplayıp Güney Asya turuna başladı.
Asya’da bir yıl boyunca hostellerde kalarak gezip dolaştı, içerik üretti ve yeni yerler keşfetti. Ancak bir süre sonra kendi yaşam alanını özledi ve Vietnam’da İngilizce öğretmenliği yapmayı düşünmeye başladı. “O zamanlar Vietnam vizesini almak çok zordu. 200 dolar gibi bir masraf çıkıyordu” diyen Gökhan Tunç Koyuncu, “Benim Bali’de vizem bitiyordu ve bir çözüm bulmam lazımdı. Daha sonra internetten Vietnam’daki iş ilanlarına baktım. Okulumu ayarlayıp vizeyi iş vizesiyle bedavaya getirmeyi düşünüyordum. Vietnam’da 1-2 ay gezip sonra diğer ülkelere devam ederim diyordum ama bir şekilde Vietnam’da kaldım. Aslında tamamen kültür şokuydu benim için. İlk gittiğim şehri Türkiye’deki bir şehirle kıyaslarsak Kayseri diyebiliriz. Daha sonra daha büyük şehir olan Ho Chi Minh City’e taşındım” şeklinde konuştu.
‘DOĞUŞTAN KOKU ALAMIYORUM, TATLARIN DA YÜZDE 40’INI ALIYORUM’
Gökhan, dünya turunda tamamen online ders vererek geçimini sağlıyor. Günde 3 ya da 4 saat online dersleri oluyor. Ders ücretleri de ortalama 10-15 dolar. Sırt çantalı gezgin için günlük 30 doların çok çok iyi bir rakam olduğunu dile getiren Gökhan, “Zorlayıcı yanı benim için koku sorunu. Ben anosmi hastasıyım. Yani koku alamama demek. Doğuştan koku alamıyorum. Gezerken artı bir şekilde ne yediğime dikkat etmem gerekiyor. Kokmuş gıda falan olsa bana mısın demeyip yiyip zehirlenebilirim. Onun dışında hijyenime artı dikkat etmem gerekiyor. Kendi durumumu bilemiyorum. Sürekli kıyafet yıkama ve günde 2 defa duş almam gerekiyor” diyerek şöyle devam etti:
“Koku özrü Türkiye’de pek bilinen bir engel değil. 5 duyudan biri yok. Doğuştan koku alamıyorum. Ne olduğunu bilmiyorum açıkçası. İnsan ne olduğunu bilmeyince özlemiyor da, yediğim şeylere çok dikkat etmem gerekiyor. Kişisel hijyen kısmı da benim için artı önemli. Tat alamıyor musun diye soracaklar için evet sizin gibi tat alamıyorum. Tatların yüzde 40’ını falan alıyorum. Keskin tatlar. Tatlı ekşi tuzlu mayhoş gibi. Benim için daha çok koku önemli. Bununla baş etmek için parfümlerimi kız arkadaşlarıma seçtiriyorum. Kalan yemeği kesinlikle yemem, günde 2 ya da 3 defa duş alırım. Kıyafetlerim zaten her gün değişir.”
‘DÜNYA TURU ÖNCESİ KENDİYLE BARIŞIK OLMAYAN BİRİYDİM’
Dünya turundan önce küçük şeylere takılan, kendiyle barışık olma durumunda zayıf, geçmişe takılan biri olduğunu söyleyen Gökhan Tunç Koyuncu, “Şu an çok daha dışa dönük bir insan olduğumu düşünüyorum. Olumsuzluklar beni eskisi kadar üzmüyor, gamsız oldum galiba. Geçmişi geçmişte bırakıp ana odaklanıyorum. Dünyanın her hangi bir yerine korkmadan giden, deneyimlere açık, önyargılarından arınmış, insanları insan oldukları için seven biriyim” diye konuştu.
Dünya turuna çıkmak isteyenlere hemen şimdi karar verip hazırlanmalarını tavsiye eden Gökhan, “Keşke üniversitenin ilk yılı çıksaydım diyorum. Nereye gittiğiniz önemli değil, herhangi bir ülkeye gidin ve bunu deneyimleyin. Ancak sırt çantalı deneyin ve hostellerde kalın. Ya da sosyal projeleri deneyin. Ben gezerken 2 ay hiç ücret vermeden sosyal projeler sayesinde Bali’de lüks villalarda kaldım mesela. Ben onlar için fotoğraf çekiyordum, onlar da bana havuzlu villa ve 3 öğün yemek veriyordu” bilgilerini vererek şu şekilde devam etti:
“Bunun için workaway.com sitesine bakabilirsiniz. Binlerce proje var. Siz bir hizmet sunuyorsunuz, onlar da size barınma ve yemek veriyorlar. Yola çıkayım, YouTube’dan para kazanayım, sonra gezmeme devam edeyim derseniz ne yoldan zevk alırsınız ne de para kazanırsınız. Para kazanma durumunuzu sosyal medyaya bağlamayın. Ben 3 senedir sosyal medyayla uğraşıyorum, daha yeni kazanmaya başladım diyebilirim. Benim amacım sosyal medyadan para kazanmak değildi zaten, insanlara ilham olmak istiyordum ki oldum da. Her Türk genci 1 sene dünyayı o ve ya bu şekilde gezmeli bence. Yanınıza neler almanız gerekiyor kısmındaysa ise alabildiğiniz kadar az eşya alın. Çünkü gideceğiniz yerlerde her şeyi bulabiliyorsunuz, hatta daha ucuz olabiliyorlar. Ben deniz ayakkabısı bile almıştım. Şimdi düşününce çok komik geliyor. Şu an en fazla 10 kiloyla dolaşıyorum.”
‘TÜRKLERİ VE TÜRKİYE’Yİ SEVERLER HER YERDE’
Gezgin Gökhan Tunç Koyuncu şimdiye kadar yaşadığı en ilginç olaylardan birini de paylaştı. Gökhan, “Vietnam’da çok küçük bir kasabada yolda yürüyordum. Önüme bir Vietnamlı atladı ve ‘Sen Türk müsün?’ dedi. Şok oldum. Yani Türkçe konuşmuyorum, Türkiye’yle ilgili hiçbir işaret yok üzerimde. Evet Türk’üm dedim ve sonra benim büyük annem Türk dedi ve Vietnam şivesiyle Türkçe konuşmaya çalışarak Türk oyuncuları ve selamlaşma kelimelerini saymaya başladı. O an gerçekten şok olmuştum. Türkleri ve Türkiye’yi severler her yerde” ifadelerini kullandı.
“Yolda karşılaştığım insanlara ilham kaynağı olduğuma direkt olarak şahit oldum” diyen Gökhan Tunç Koyuncu, “Mesela Bali’de Çinli bir çocukla konuştum. Hikâyemi anlattım. Çok etkilenmişti ve o da benim gibi başladı. Vietnam’da beni ziyarete geldi ve bana ilham olduğun için sana çok teşekkür ederim demişti. Onun dışında yine Bali’de bir Türk’le karşılaştım ve benim videoları izledikten sonra yola çıktığını ve benim en büyük idolüm olduğunu söylemişti. İnanın bir insanı bile etkilemek beni o kadar mutlu ediyor ki. Yola çıkan insanların hikâyeleri genelde normale olan savaştan gelir ve herkes birbirini motive eder, ilham olur. Umarım herkes bunu hayatında bir kere tadar” diyerek sözlerini şöyle noktaladı:
“Türkiye’yle ilgili planım Çanakkale’de yaşlanmak istediğim. Tek bildiğim bu. Onun dışında yollarda olacağım ve projelerime devam edeceğim. Online dil okulum ve kişisel sosyal medya hesaplarım için hazırladığım projelerimi gerçekleştireceğim. Bu sene Vietnam için özel butik turlar da hazırlamayı düşünüyorum.”